07 Ekim 2009

İlginç anlar...

İşteyim, yoğunluktan ve stresten fenalık geçirmiş durumdayım, erteleyerek biraz nefes almaya çalışıyorum...
Çok gürültü var, bu karmaşada zaten nasıl iş yapılır onu anlamak da mümkün değil...
Kulaklık taktım, internetten bir oldies radyosu dinliyorum...
Radyoda bir reklam; Windows7'ye geçin diyor, 50 dolara.. İğrenç Windows Vista'dan kurtulun  diyor, 50 dolara... Vayy, böyle reklam mı olur diyorum içimden...
Gitmek istemediğim bir toplantıyı erteledim biraz önce.. Yarına hazırlık yapıyorum.
Hava çok güzel, Beşiktaş'ta boğaz kenarında olsam, önümde çayım olsa, yanında yeni sekiz hasanpaşa pastanesinden alınmış kurabiyeler, okuyacak bir iki gazete, bir de sohbet edecek arkadaşlar tabi.
Artık Beşiktaş'daki o çay bahçesi de yok.. Kim bilir kimin gazabına uğradı, hangi paragözün işini engelledi ya da hangi siyasiyi rahatsız etti.. Beşiktaş eski Beşiktaş değil artık, oturacak güzel yer de kalmadı.. Her yer Pizza Hut, KFC, Burger King, Starbucks oldu..
Eskiden sabah okula gitmeden uğrardık o çay bahçesine, elimizde poaçalar.. Büyük çay söylerdik. Denize en yakın masaya oturur, acaba dalga bizi ıslatır mı diye aklımızdan geçirirdik.
En iyisi bu akşam eve kadar yürümek, yol çok keyifli olmasa da kötü sayılmaz.
Birkaç dost arasa akşam, ya da çat kapı gelse...
Eskiden komşuluk varmış, ne çok isterdim öyle bir apartmanda, mahallede oturmayı..
Neden katlanıyorum bu şehre? Bazen anlayamıyorum.
Şikayet ettiğim şeylere daha çok sahip olabilmek için neden bu mücadele, boşa kürek çekmek?
Sahip olduklarımın önemi yok ki benim için? Üyesi olduğum düzene ait değilim, bir tilt masası içindeki top gibiyim; vuruyorlar oradan oraya savruluyorum, kurallar belli, gidebileceğim yollar belli, bazen ışıklar saçılıyor ama dönüp dolaşıp geleceğim nokta belli, hiçbirisi mutlu etmez beni.. O masadan dışarı çıkmam lazım benim, nasıl olacaksa artık...
Hava da ne güzel bu akşam...

1 yorum:

Uzun Uzak Adam dedi ki...

Doğan'ım,

Yeni başlangıçlar hep iyidir. Rahatlama ferahlık hissi verir.

Seni izliyorum, karanlıkla aydınlığı ayıran o büyük duvarın üstündeki, küçük delikten.

Kal sağlıcakla...